Her şeyden önce alnımızda kara bir leke gibi duran Balkan Savaşları lekesini sildik. Kendimize güvenimiz geldi.
Savaş üç yıl daha sürdü.
En yetişmiş kadrolarımızı burada kaybettik.
Maddi kayıplarımız çok yüksek oldu.
Cumhuriyet döneminde,devlet kadrolarına alınmak istense bile yetişmiş eleman bulamadık...
İlkokul mezunlarını memur,ortaokul mezunlarını öğretmen, lise mezunlarını amir, müdür.
Üniversite mezunlarını,diplomat ,vali, milletvekili, Üniversite Hocası ve üst görevlere atadık.
Hem de,bu dönemde Osmanlı borçlarını ödedik.
Cumhuriyete giden yolun başlangıcı oldu.
Din kardeşlerimiz Arapların ihanetini net olarak gördük. Arabistan ve Irak cephelerinden sağ kurtulanların anlattıklarını kaydetseydik ,bu müslüman geçinen Araplar için çok hayırhah bir düşüncemiz bir daha hiç olmazdı.
Biz yine şefkatli bir milletiz. Bize yapılanları unuttuk. Şu bir gerçek ki, bu Araplar hiç güvenilir insanlar değildir. Tabii, bizimle kader ve gönül birlikteliği yapan Araplar bizim kardeşimizdir. Onlara bizim bir sözümüz olmaz.
Almanların da matah bir millet olmadığını öğrendik.
Rus'un sana hiç hayır duası okumayacağını yaşayarak öğrendik.
İngilizlerin,dünyanın en şerefsiz milleti olduğunu öğrendik.
Daha o zaman Amerikalıların ne fırıldak adam olduklarını öğrendik. ( tabii ,daha öğrenmiyenlerin de, onların uşağı olduğunu tespit ettik.)
Fransızların ayak oyunlarını gördük. Bize karşı Zühaf Askerlerini nasıl savaştırttıklarını gördük.
Azınlıkların neler yapabileceğini gördük...
Uyanık olmamız gerektiğini öğrendik.
Mustafa Kemal Atatürk'ü gördük, tanıdık, tanıdıkça daha çok sevdik...
Hülasa, Çanakkale bize, çok okumamız, çok çalışmamız, birbirimizi çok sevmemiz gerektiğini ,birlikte yaşama azmimizi geliştirmemiz gerektiğini öğretti.
Başta, Gazi paşamız olmak üzere, tüm şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.
Barış barış, diye Çanakkale Kahramanlarını unutturmak isteyenleri de, bu konularda kılını bile kımıldatmayanları da, Allah'a havale ediyorum...