"TÜRK MİLLETİ, LİDERİNİ YURT DIŞINDA ARAMAZ"

TAKİP ET

14 Mayıs 2023 seçimlerini değerlendiren AK Parti Milletvekili Ayhan Gider; basın mensupları ile bir araya geldi.

 

Türk Milleti ne zaman başı dara düşse kendi kahramanını kendi içinden çıkarmıştır, kendi liderini kendi içerisinden çıkarmıştır. Yurt dışından lider aramamıştır. Yurt dışından fikir aramamıştır. Bunu biz defalarca yaşadık. 1960’taki seçimlerinden sonra da yaşadık. 1980’den sonraki kesintide de yaşadık. 2002’de de yaşadık artık. Ekonominin dip yaptığı Ankara'da veya diğer IMF yetkilileri gelip memur maaşına, buğdayın fiyatına karar verdiği dönemde Türk milleti kendi liderini kendi içerisinden çıkarmış ve o günden bu yana 20 yıldır da Recep Tayyip Erdoğan'la yoluna devam etmektedir. 15 Temmuz'da da bütün dış güçlerin kışkırtmalarına ve planlamalarına rağmen yine kendi iradesini kendi ortaya koymuştur

"BİZ BÜTÜN ELEŞTİRİLERİ KABUL EDERİZ"

Seçim sürecinde bunu hep söyledim ve şuna dikkat çekmek istedim. Bizimle derdi olan yerli ve milli ekipler çıksın, biz bütün eleştirileri kabul ederiz. Hiç öyle bir derdimiz yok ama diğer türlüsünü rakip bile kabul etmiyoruz, sadece içimizi acıtıyor diye söyledim. Çıktık, ilçe ilçe köy köy mahalle mahalle seçim çalışması yürüttük. Epey yoğun bir seçim çalışmasıydı. Çok az bir oyla ikinci vekilliği kaybettik. Bunun bir bin tane sebep söylenebilir, ama hiçbirinin önemi yok. Sonuç ikinci vekilliği kaybettik, Üzgünüz ve inşallah ilk seçimde bunu telafi edeceğiz

“CHP, ATATÜRK'ÜN ÇİZGİSİNDEN ÇIKMIŞ DURUMDA”

Bu seçim sürecinde halkımızla biz de çok net gördük ki Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi Atatürk'ün çizgisinden artık tamamen çıkmış durumda. Yaptıkları, söyledikleri hiçbir şey bu Cumhuriyeti kuran partinin söylem ve duruşuna yakışmıyor. Şu anda bir duruş sergiledikleri söylenemez. Çünkü her gün nereden oy alabileceklerini düşünüyorsa o tarafa meyletmiş durumdalar.

“İYİ PARTİ SESSİZ KALDI”

MHP’yi yeterince ülkücü bulmadığı için ayrıldığını iddia eden arkadaşların kurdukları İYİ Parti'den seçim boyunca sadece bir şey istedik. Dedik ki ‘HDP'nin stratejik hedefleriyle CHP'nin stratejik hedeflerinin örtüştüğünü söylüyor. Siz Millet İttifakı'nın bir üyesi olarak bunun neresindesiniz? Siz ne anladınız?’ dedik. Hiçbir cevap alamadık ve bu bizi gerçek anlamda üzdü.

“HDP, NİYETİNİ AÇIKÇA ORTAYA KOYDU”

HDP'liler belki bu seçimde Millet İttifakı'nın en net tarafıydı. Dediler ki ‘hapishaneleri patlatacağız. Afrin'i işgalden kurtaracağız’ dediler. Ve işgal dedikleri orada Türk askeri var. CHP ve diğer Millet İttifakı ortaklar Hiç takiye yapmadılar ve ortaklardan da bu açıklamalara bir tane olsun cevap gelmedi. Millet İttifakı, hiçbir hareketlerinde, hiçbir önceliklerinde Türkiye'nin bağımsızlığını ön plana çıkarmadı

“YAVAŞ VE İMAMOĞLU KAZANDIK DEMİŞTİ”

Katılımı çok yüksek bir seçim yaşadık. Gerçekten bir halk şöleni gibiydi. Sandıklara itiraz oldu, seçimin şanındandır, itiraz edilir. Tüm itirazlar değerlendirildi. Bunu artık CHP alışkanlık haline getirdi. Hile var, hurda var da var diyorlardı. Bu seçim anladık ki kendileri bir sistem kurmuş. Sistemi çalıştıramamışlar. Birçok iddia var kendi içlerindekiler, şuradan para kazanır, buradan para kazandırır. Bizi bunlar hiç ilgilendirmiyor, bizi ilgilendiren kısım şu. Bir bilgisayar sistemini çalıştıramayın. Bir ıslak imzalı tutanakları alt alta toplayamayan adamlar, çıkmışlar diyorlar ki ‘biz memleketi yöneteceğiz’ Allah bu milleti sizden korusun. Henüz sonuçlar kesinleşmeden hani iki tane yandan başkan yardımcısı var İmamoğlu'yla, Yavaş. Onlar çıktı pozlar verdiler. Kazandık dediler, kutladık dediler falan. Ama Türkiye sonucu ortada. Türkiye'nin birinci partisi AK Parti

“DEPREMZEDELERE HAKARET, ÇANAKKALE’YE YAKIŞMADI”

CHP dediğim gibi başarısızlığı her zaman olduğu gibi yine kabul etmiyor. Bu sefer daha önce biraz daha üstü kapalı yaptıklarını artık açıktan yapmaya başladılar. Depremzedelere hakaret ettiler. Benim ağzıma almaktan hoşnut olmayacağım kelimelerle depremzedelere hakaret ediyorlar, küfrediyor. Bir tanesi de ne yazık ki Ezine Kadın Kolları Başkanı. Biz daha önce de hakaretler yaşanırken hep söyledik. Bizim fikrimizde olmak zorunda değilsiniz. Bizim görüşümüzde olmak zorunda değilsiniz ama Çanakkale bu hakaretlerle bu söylemlerle anılmayı hak etmiyor. Alışmıştık kadınlara falan bağıranlara, çağıranlara küfredenlere. Ama kadınların küfretmesine bu kadar da hazır değildik. Alıştırdığınız terbiyesizlik seviyesinde kalın. Artık bunu da daha dibe düşürmeyin.

“SİYASETİ; HİZMET İÇİN YAPIYORUZ”

2002’den sonra Biz kaç tane seçim geçirdik? 2007, 2011, 2015, 2015 Kasım. Bunların aralarında aynı sayıda belediye seçimi. Oyumuz düşük çıktığı için hizmetinden vazgeçtiğimiz bir yeri örnek gösterin. Bir tane ‘Biz size hizmet ettik ama siz bize oy vermediniz’ sözü göstersinler. Gösteremezsiniz. Niye? Çünkü biz siyaseti ticaret gibi yapmıyoruz. Biz siyaseti bu millete hizmet için yapıyoruz. Bu milletle birlikte bir yerlere gelmek için yapıyoruz. Bu arkadaşlar gibi ‘oy alamadık depremzedeler oteli boşaltsın, beter olun’ demedik

“KILIÇDAROĞLU, ÇAKMA BOZKURT”

Seçim sonuçları açıklandı, yedili masada değişimler başladı. Daha dün HDP, PKK bayrakları altında söylem verenler, daha dün Selahattin Demirtaş'a özgürlük diye meydanları inletenler, bugün bir baktık ki utanmasalar bozkurt işaretiyle meydanları dolaşacaklar. Kılıçdaroğlu'ndan olsa olsa çakma bozkurt olur. Bozkurt'un Türk tarihinde bir anlamı vardır ki Kılıçdaroğlu’yla bu yan yana gelmez. Türk siyaseti açısından hoş bir şey değil bu yaşananlar. Çünkü biz çizgisi olan insanların kurduğu bir cumhuriyetiz. 20 yıldır da çizgisi olan bir cumhurbaşkanımız var. Doğuda zafer işareti Yozgat'a gidip bozkurt çakan değil. Van'a gittiğinde Çanakkale'de çocuklara saldırıldı diye Van’da açıklama yapan Cumhurbaşkanımız var. Yani Her şeyin gününe göre, şartına göre konuşan değil, çizgisine göre konuşan bir Cumhurbaşkanımız var. Onun karşısına çıkabildikleri adayın biraz daha ciddi olmasını, biraz daha seviyede olmasını arzu ederdik. Ama yapacak bir şeyi yok

“YEDİ BELA KEMAL”

Bugünlerde masa yumruklamaya da başladı. Pat pat vuruyor. Kemal Sunal filmi vardı. Yedi Bela Hüsnü. Herhalde ‘Yedi Bela Kemal’ diyecek. Çünkü kendisine devamlı Yeşilçam'dan isimler veriyordu. Bay Kemal gel, gidiyorum, geldim, gittim falan. Bu saatten sonra da bağırarak, yedi bela diyecek. Yapacak bir şey yok.

“TOKATÇILAR, OY VERMEDEN VEKİLLİKLERİ ALDI”

Bir film daha çekildi. Onlar film dediği için oradan gidiyorum, Yeşilçam'la siyaseti mukayese etmek için değil. Birkaç tane de tokatçı çıktı. Bunlara yüzde bir oy vermeden milletvekilliklerini aldılar. Bunlar tokatçı olduğu için bizim içimizde değildi, biz dışlamıştık. Bir yere kar etmeyen başka yerde kar etmiyor aslında. Bunu da görmüş oldular. Şimdi diyorlar ki bunlar bize ne kattı? Niye bu milletvekillerini aldın? Benim de sorduğum tek bir şey var. Bu kadar öngörünüz yoksa bunların size hiçbir şey katamayacağını görmemişseniz, siz niye siyaset yapıyorsunuz? Siz niye bu memleketi yönetmeye talipsiniz?

“PARLAMENTER SİSTEM DİYEN, 7 YARDIMCILIK DAĞITMAZ”

Akşener'i bekliyoruz. O çünkü bağıra çağıra masadan kalkıyordu, masaya oturuyordu ama birkaç gündür sessiz. Herhalde seçimde o da bağırma kabiliyetini kaybetti diye düşünüyoruz. Seçimden önce hep söyledikleri bir şey vardı. Güçlendirilmiş parlamenter sistem. Parlamenter sistemin merakları yedi tane cumhurbaşkanlığı yardımcılığı dağıtmaz. Yalanları günlük bile değil. Saatlik yalan söyler haline geldiler.

“OĞAN İLE GÖRÜŞMEMİZ, İLKESELDİR, PAZARLIK YOK”

Cumhur İttifakı bir ilkesel birlikteliktir. Biz ne Büyük Birlik Partisi'nden ne Yeniden Refah Partisi'den ne de Milliyetçi Hareket Partisi'yle hiç bakanlık pazarlığı yapmadık. Biz cumhurbaşkanlığı yardımcılığı pazarlığı yapmadık. Onların da böyle bir talepleri olmadı. Bugün de Sinan Oğan'la her iki tarafta görüşüyoruz. Bizim görüşmelerimizin tamamı ilkeseldir, tamamı duruştur. Onların ne pazarlıkları, ne vaatler verdikleri bizi hiç ilgilendirmiyor. Bizim siyasi tarihimizde, devlet siyasi tarihimizde böyle şeyler yapmadık, yaşamadık. Doğru da bulmuyoruz, bundan sonra da yaşamayız.

“MİLLİ BİRLİĞİ SAVUNANLARDAN OY İSTİYORUM”

Bu anlamda yirmi sekiz Mayıs'ta ben tüm halkımızı sandık başında bekliyorum. Büyük Türkiye'nin zaferi için de gerek Kılıçdaroğlu'na yanlışlıkla oy vermiş seçmenlerimizi, gerekse Sinan Oğan'a oy vermiş milliyetçi seçmenlerinizi Recep Tayyip Erdoğan'a oy vermeye çağırıyorum. Milli birlikle sorunu olan, olaylara daha liberal bakan, uluslararası kuruluşların yardımıyla daha müreffeh yapacağımıza inanan arkadaşlarımıza da Allah yolundan versin. Onların oylarına talip olmadığınızı her zaman söyledim. Bizim talip olduğumuz tam ve bağımsız Türkiye derdindeki insanların oylarıdır. Onlarla yolumuza devam edeceğiz

“CHP’Lİ BİR DOSTUM GÜZEL BİR ÖZELEŞTİRİ YAPMIŞ”

Tek tek hakaret edenlerin hakaretlerini saymak istemiyoruz. Ancak Çanakkale'de CHP’li bir dostum çok güzel bir açıklama yapmış. Diyor ki ‘Bizim kesimin en büyük hatası AK Parti seçmeninin küçük görmek AK Parti seçmenine cahil demek. Bunlar böyle yönetilmeyi hak ediyor deyip. Sonra da Halk TV'yi açıp uyumaktır’ diyor. Doğru söylemiş. Bu öz eleştiriyi yaptığı için ona da teşekkür ediyorum. O hakaretleri yapanlara olumlu veya olumsuz bir laf bile söylemeyi kendime zul görüyorum. Ne biliyorlarsa hayatlarını öyle yaşasınlar